İtalya’nın Puglia bölgesinde Cisternino’da konumlanan yüzyıllık Trullo evi, farklı mimarisi, havuzu ve sade dekorasyonuyla masalsı bir ortam yaratıyor.
TRULLO EVLERİ MİMARİSİYLE DİKKAT ÇEKİYOR
Son zamanların popüler seyahat destinasyonlarından olan İtalya’nın Puglia bölgesi, mimarisiyle oldukça sıra dışı ve ilgi çekici olan Trullo Evleri’ne de ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar daha çok Alberobello, eşsiz Trullo Evleri ile ünlü bir güney İtalya kasabası olsa da güneyindeki, Ostuni ve Martina Franca arasındaki, Cisternino kasabası da bu çok özel Trullo Evleri’ni barındırıyor.
TRULLO EVLERİNİN TARİHİ
Bu evlerin geçmişi 15. yüzyıla kadar gidiyor. Bugün daha çok butik otel ya da restore edilmiş tatil evleri olarak kullanılan bu evler, bulundukları kasabalarda adeta masalsı bir ortam yaratıyor. Hatta uzaktan bakıldığında konik çatılarıyla yarattıkları doku, oldukça ilginç de…
Alışılagelmiş evlerden farklı bir mimari anlayışla temelsiz ve harçsız inşa edilmiş olan bu beyaz badana duvarlı evler, konik yapısı ve üst üste yığma gri kireç taşlı çatıları ile dikkat çekiyor.
Bölgenin gelişimine büyük katkısı olan ve bugün turistik açıdan çok ziyaretçi çeken evlerin bir başka özelliği ise bitişik nizam yapılmış olmaları. Üstelik duvarları oldukça kalın ve küçük küçük pencereleri var. Bu sayede iç mekanlar fazla sıcak da olmuyor. Evlerde şömineler olduğu gibi su deposu niteliğinde sarnıçlar da mevcut. Evlerin iç mekanları yuvarlak kemerlerle ayrılan bölümlerden oluşuyor.
SALON GENİŞ VE FERAH
Salon olarak düzenlenmiş alan oldukça ferah ve geniş bir ambiyansı yansıtıyor. Terakota kaplı zemine sabitlenmiş, sıva üstü beyaz boyama betondan oturma bölümü yapılmış. Minderler özel dikim. Şezlonglar, dışarısı kadar içeride de kullanılıyor. Aydınlatmalar sarkıt olarak tercih edilmiş. Beyazın baz renk olarak kullanıldığı evde hareketli mobilyalar ahşaptan seçilmiş.
Evin içindeki kemerli bölümler ihtiyaca göre kurgulanmış. Yemek masası cam önünde yer alıyor. Ahşap masa ve sandalyeler mavi ve beyaza boyanmış.
100 METREKARELİK TRULLO EVE KONUK OLDUK
Ziyaret ettiğimiz ev, Brindisi doğumlu ama Bolonya’da yaşayan ve çalışan iş adamı Antonio Zecchino’ya ait. Burası onun tatil evi olup bir kız ve bir erkek çocuğu ile her boş zamanda kaçtıkları bir yaşam alanı. Toplam 100 metrekare kullanım alanı olan evin altı odası var ve burada sekiz kişi rahatlıkla konaklayabiliyor.
Yaklaşık yedi sene önce yaşamın başladığı ev, Floransa merkezli Space Studio adlı tasarım ofisinin sahibi mimar Francesco Donnaloia’nın hem renovasyon, hem de havuz projesi olarak karşımıza çıkıyor:
“Bu evler, bizi masal dünyasına götüren, konik çatılarıyla iklimsel rahatlığa izin veren ve tarihi mimariye sahip çok özel yapılardır. Bölgenin ünlenmesine de büyük faydaları olmuştur. Ele aldığımız ev, yeniden yapılanma sırasında bölgenin iklimsel niteliklerine ve tipolojik özelliklerine saygı duyan, doğal ve organik tasarımıyla bize kendini gösterdi.
GEÇİCİ BARINAK OLARAK TASARLANMIŞTI, TATİL EVİ OLDU
Biz evin restorasyon ve renovasyon çalışmalarını, işlevselliğe göre iç mekan düzenlemelerini yaparken dışarıya da geniş bir havuz ve bir jakuzi tasarladık. Zamanında geçici barınak olarak tarım ve hayvan üretimi için kullanılmış olan ev, tarafımızdan ustalıkla bir tatil evine dönüştürüldü. Projeye 2012 yılında başladık. Tarihi bir yapı olduğu için çalışmalar aylarca sürdü,” diyen Donnaloia şöyle devam ediyor:
“İLHAMI PUGLİA KIRSALINDAN ALDIK”
“Dekorasyondaki ilhamı, Puglia kırsalını temsil eden zeytin ağaçları ve Akdeniz bitki örtüsünden aldık. Bölgenin orijinal tipolojik standartlarını yansıtabilmek için beyaz, mavi ve limon renklerini kullandık.
Duvarlarda bölgenin tipik taşı ve ısı yalıtımı için mükemmel olan kalkerli tüf taşı mevcuttu. Zeminlerde de Trani’de çıkan, Chianca isimli, bejimsi güçlü bir beyaz doğal taş döşeliydi. Bunların gerekli bakımı yapılarak muhafaza ettik” diye belirtiyor.
MOBİLYA VE AKSESUAR SEÇİMLERİ
Evin mobilya ve aksesuar seçimleri evin sade tarzına uyumlu olabilecek basitlikte tercih edilmiş. “Bir evdeki ideal mobilyalar, evin türüne göre değişir. Ancak, esas olarak, yapının mimari tarzıyla orantılı ve karakterli olmalılar. Yapıya sabitlenmiş hareketsiz mobilyalara, ev sahibinin kişiliğini ve farklılığını yansıtan, özel ve önemli parçalar eşlik ediyor. Aydınlatma çeşitli sarkıtlar, abajurlar ve kalın duvarlara monte edilmiş görünmez ledler ile sağlanıyor.
“EV BİR SIĞINAKTIR”
Tekstil seçimleri genelde kotonlardan yana olup doğal, el işi kumaşlar yer yer kullanıldı. Bazı odalarda bölgeye özgü, yün halılara yer verildi,” diyen Donnaloia, “Ev bir sığınaktır ve dekorasyon yaşanmışlığın sıcaklığını yansıtmalıdır. İşbu olunca, yapının orijinal çekirdeğini tarihi çizgilerinde aynı ailenin nesillerindeymiş gibi aktarmak, bizim tasarım felsefemizle örtüştü. Yeni olarak dahil ettiğimiz havuz, önemli bir nitelik daha kazandırdı, eve.
Dış mekandaki zeytin ve badem ağaçlarının arasına bu havuzu en doğal şekilde yerleştirmek için çeşitli yapısal teknolojiler kullanıldı. Havuzun en sığ kısmı 20 cm, en derin kısmı ise 180 cm olarak kurgulandı. Ayrıca, havuzun devamında kaya içine yerleştirdiğimiz, hidromasajlı bir jakuzi de var. Havuzun etrafında partiler ve özel yemek davetleri de verilebilecek alanlar tasarlandı,” diye ekliyor.
HAZIRLAYAN: RANA KORGÜL
FOTOĞRAFLAR: FRANCESCA ANICHINI
Evim Dergisi Ekim 2019
