Fransa’nın masalsı bölgelerinden Provence’da, uçsuz bucaksız lavanta tarlaları, içimizi ısıtan güneş, nostaljik ve romantik stil üçgeninde kayboluyoruz…
Şehrin koşuşturmasını geride bırakıp güneyde sakin bir kasabaya yerleşmek ve bir butik otel açmak pek çoğumuzun hayali değil midir? Fransız Regis ve Chantal, işte tam da bunu yapıp, Fransa’nın Provence bölgesindeki Le Thor’da harika bir butik otel açmış.
Tavan ve duvarlardaki orijinal kirişler büyük bir özenle korunuyor.
EV, VİRANE DENİLECEK KADAR YIPRANMIŞ HALDEYDİ
Romantik ve nostaljik bir yaşam tarzı olan Provence’dan çok etkilenen çift, uzun süre bu bölgedeki evleri mercek altına almış. Ancak bu ev karşılarına çıkınca bir an bile düşünmeden almaya karar vermişler. Üstelik ev neredeyse virane denilecek kadar yıpranmış bir haldeymiş. Zaten ikiliyi en çok etkileyen, belki de kimsenin fark etmediği, eski ama harika detaylar olmuş.
ORİJİNALİNE SADIK KALINMIŞ
Tarihi 1677 yılına dayanan evin orijinal aksamı mümkün olduğu kadar korunmuş. Duvar kağıtları kazındıkça, alttan orijinal taş duvarlar çıkmış. Ev sahipleri, duvarları bu şekilde korumayı tercih etmiş. Tavan ve duvarlardaki orijinal ahşap kirişler yine mümkün olduğu kadar az müdahale edilerek koruma altına alınmış. Bu dokuya sadık kalmak için evin diğer bölümlerinde kullanılan taşlar, Bourgogne’dan getirilmiş.
Duvarlarda renk olarak bölgenin renkleriyle uyum sağlaması için uçuk yeşil ve mor ile krem rengi tercih edilmiş. Kumaşlarda yine uçuk ve pastel tonlar, ham keten gibi doğal döşemeler ve tüller ağırlıklı olarak kullanılmış. Restorasyonun en büyük kısmı bittiğinde, beş misafir odası elde edilmiş.
PROVENCE RUHUNA UYGUN DETAYLAR
Ana kapıdan girdiğinizde büyük bir salon çıkıyor karşınıza. Gelenlere sıcak bir karşılama yapmak için her şey düşünülmüş. Baş köşede yine geçmişi çok eski yıllara dayanan orijinal bir şömine var. Krem rengi koltuklar, lavanta desenli yastıklarla kombinlenmiş.
MUTFAK DEKORASYONU
Provence stilin vazgeçilmezi ahşap, orta sehpada ve duvardaki niş içine yerleştirilen dekoratif objelerde karşımıza çıkıyor. Bölgedeki pek çok evde olduğu gibi, buradaki zamanın büyük bir kısmı mutfak ve bahçede geçiyor. Bu yüzden de mutfak, evin en büyük alanlarından biri olacak şekilde konumlandırılmış. Burada da tavandaki orijinal ahşap kirişler göze çarpıyor.
Mavi patine boyalı mutfak adası, daha çok depolama ünitesi olarak kullanılıyor. Ev sahibesi, hurdaya atılmış pek çok eski malzemeyi yenileyerek kullanmış. Tıpkı eski panjurların şimdi mutfak dolaplarının kapağı olması gibi. Bahçeye açılan kapının önüne, uzun süre yemek keyfinin yapılabileceği büyük bir antika masa konulmuş.
Odaların hepsinde farklı ince detaylar düşünülmüş. Ama hepsinin ortak noktaları var tabii. Ahşabın sıcaklığı, ferforjenin zarafeti, tüllerin hafifliği gibi… Tekstillerde farklı renkler ve dokumalar tercih edilmiş. Eski dekoratif objeler ise farklı renklerde boyanıp, uygun odaya yerleştirilmiş. Böylece her odanın kendi karakteri oluşmuş.
BAŞROLDE LAVANTA
Evde ve bahçede, başrolde lavanta yer alıyor. Tazesi, kurutulmuşu, esansı, yağı… Kurutulmuş bir buketi odada, esansını banyoda, tazesini ise bahçenin dört bir yanında görebiliyorsunuz. Evin geniş bir alana yayılan muhteşem bahçesinde yıllanmış zeytin ağaçları da bulunuyor. Çınar ağaçlarının altına yerleştirilen şezlonglarda keyif yapmanın tadına doyum olmuyor. Baharda açan mor salkım, lavantalarla harika bir uyum sergiliyor.
Bahçedeki niş alanlara konumlandırılan oturma grupları, koltuk ya da şezlonglar, Provence ruhunu yaşatmak için konukları bekliyor.
Provence tarzı bir evde bulunması gereken her tür detaya burada rastlıyoruz. Ahşabın sıcaklığı, ferforjenin zarafeti, tüllerin hafifliği, lavantanın mis kokusu ustalıkla buluşturulmuş.
Fransa’da, eski dönem filmlerini anımsatan bir eve konuk olduk
Saksıda lavanta bakımı nasıl yapılır? Lavanta saksıda yetişir mi?