Sizi Cihangir’deki çatı dubleksinde minimal dekorasyonun konforla buluşmasına tanıklık etmeye davet ediyoruz. Burada panoramik manzaraya hakim, keyifli yaşam alanları söz konusu…
Mutfaktan salon ve terasa bakış… Zemini ahşap döşeli terastaki mobilyalar Mudo Concept’ten, salon kanepeler ve siyah-beyaz yastık Ikea’dan. Portekiz’den getirilen küplen abajura dönüştürülmüş. Zemin mermer döşeli.
İKİNCİ DERECE TARİHİ ESER APARTMAN
Cihangir’deki ikinci derece tarihi eser bir apartmanda ziyaret ettiğimiz dubleks çatı katı ev, yılın çoğu zamanı Portekiz’de yaşayan bir çifte ait.
Ev sahipleri, Falk Faik Yufkayürek enerji ve finans, eşi Sera Öztürk ise emlak ve inşaat sektöründe çalışan birer iş insanı. Ama onlar, çeşitli yurt dışı tercübelerinin ardından Türkiye’de tanışmış ve evlendikten sonra Portekiz’de yaşamlarını ve yatırımlarına devam etmeye karar vermişler. Ancak, İstanbul’a sık sık geldikleri için Cihangir’deki evlerini de açık tutmayı tercih ediyorlar.
ESKİ RUM BİNASINI SATIN ALIP TADİLATA SOKTU
1900’lerin başında inşa edilmiş apartmanın eski bir Rum binası olduğu bilinse de mimarının kim olduğu bilinmiyor. Yıllar içinde çeşitli onarımlar geçiren bina 2005’te köklü bir tadilatla güçlendirilmiş. Ancak, Falk Faik Yufkayürek, beş katlı binayı 2010’de komple satın alıp tekrar tadilata sokmuş. Tüm projede TT Mimarlık sahibi, mimar Tayfun Topçu ile çalışılmış.
“STANDARTLARI YÜKSELTMEK İSTEDİM”
“Binaya ilk girildiğinde eski ama az çok bakımlıydı. Ancak, ben standartları yükseltmek istedim. Tarihi eser uzmanı olarak tanınan mimar Tayfun Topçu ile tanıdık çevremizden gelen tavsiye üzerine bir araya geldik. Topçu, tüm dairelerin altyapısını ve zeminlerini değiştirdi. Elektrik hatlarından su tesisatına, yerden ısınma kalorifer sisteminden bakır çatısına kadar yeniledi. Ben, en üst kattaki 110 m2, iki odalı çatı dubleksini kendime yaşam alanı olarak düzenledim,” diyen Yufkayürek şöyle devam etti:
“DAİRENİN İÇ MİMARİSİNDE DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI”
“Benim dairenin iç mimarisinde değişiklikler yapıldı, taşıyıcı olmayan iç duvarlar söküldü ve yeniden projelendirildi. Binadaki tüm kombileri iptal edip merkezi kazanlı bir kalorifer sistemi yaptığımız için, bu da iç mekanları büyütmek ve alanları ferah göstermek için belirleyici bir çözüm olarak benim daireye yansıdı. Böylece kombi ve petekler tamamen yok oldu.
ALT KAT PARKE, ÜST KAT MERMER DÖŞENDİ
Giriş kat zeminlerine, banyo hariç, kalın parke; üst kata komple mermer döşendi. Mutfağı ve banyoyu en kullanışlı şekilde tasarladık. Evin küçük ama fonksiyonel ve konforlu olmasını istedik. Evin bolca doğal ışık almasını tercih ederek renkleri ona göre seçtik. Beyazı baz yaptık, ahşap mobiyalarla eve sıcaklık kattık,” diye belirtiyor.
GİRİŞ 65 M2
Giriş kat 65 m2 olup yatak odası, çalışma odası ve banyo bu katta; salon, açık mutfak ve teras üst katta bulunuyor. “Bu evi dekore ederken bölgenin kendine ait olan bir tarihi dokusu ve tarzı ilham kaynağı oldu. Salonda pencerenin geometresine uygun sürmeli ince pamuklu perde, yatak odalarında tamamen ışığı kesebilmek adına stor perde kullandık. Halı kullanmadık ama birkaç kilime yer verdik.
MOBİLYALARIN ÇOĞU ÖZEL EBATLARDA TERCİH EDİLDİ
Evin zemini küçük olduğu için mobilyaların çoğunu özel ebatlarda tercih ettik. Topçu, bu konuda da destek verdi. Çukurcuma, Kapalı Çarşı, Arasta Pazarı, Şişhane, Ikea ve Mudo Concept’ten seçimler yapıldı. Eşimle 2016’da evlendikten sonra o da bazı dekorasyon eklemelerinde bulundu,” diye ekliyor Yufkayürek.
MANZARALI BİR TERAS
Son teknoloji ürünlerle donatılan mutfaktan sabahları kahvaltının keyfine varılan, geceleri ise ay ışığı eşliğinde yemeklerin yendiği muhteşem manzaralı terasa çıkılıyor. Bu terasta Boğaz manzarası, Eski İstanbul ve Galata Kulesi’yle buluşuyor.
Yatak odası ve çalışma odası, iki tarafta bulunan geniş pencereler sayesinde gün ışığı ile dolarken geceleri İstanbul’un büyüleyici ambiyansı seyredebiliyor. Ev sahipleri yılın çoğu zamanını İstanbul’da geçirmese de bu eve gelince şehrin keyfini doyasına çıkarabiliyor. Bu da büyük bir şans…
Beylikdüzü’nde biraz bohem bolca İskandinav yansımaların olduğu evdeyiz