Bir sohbette ağzımızı şenlediren kurabiyeleri tatlandıran çayımızı ya da derin bir roman okurken sakince içtiğimiz kahvemize ev sahipliği yapıyor. Bazen hüzünlü bir yağmura karşı fotoğraf çekerken elimizde onu tutuyoruz. Her sabah kendimize gelmek için içtiğimiz kahvemizi özellikle ondan içiyoruz. Çünkü biz kupa bardakları çok seviyoruz. O bardakları yudumladıktan sonra itinayla nereye koyuyoruz? İç içe geçmiş zigon sehpalarımızdan birini çekip, üzerine kupa bardağımızı koyuyoruz. Gözümüzü heyecanla televizyonlarımıza çeviriyoruz. Televizyonlarımızı taşıyan TV ünitesine bir göz kırpıyoruz. Çünkü onlar estetik zevkimizi ve yaşam şeklimizi belirliyorlar. Evlerimizin ışığını, rengini ve enerjisini oluşturuyorlar. Onlara sevgilerimizi gönderelim mi?
Seninle kahve içmek bir keyif, canım kupa bardağım
Havalar soğudu ama evlerin içi sıcak ve keyifli. İçimizi ısıtacak sıcak bir şeyler içmek istiyoruz ve aklımıza yeni aldığımız kupa bardak geliyor. Ondan içerken kendimizi daha yeni ve uyumlu hissediyoruz. Renkleri ve üzerindeki tasarımlar bazen tuttuğumuz takımı yansıtıyor bazen de ruh halimizi ve dünya görüşümüzü. Onu bizden başkası kullanırsa göstermesek de içimiz buruluyor. Fark etmeden onu sahipleniyoruz. Her zaman bizim için hazır ve temiz olmasını istiyoruz. Onu raftaki baş köşesinde gördüğümüzde içimiz açılıyor, ev daha bir evimiz gibi, ofis daha bir ofisimiz gibi geliyor. Yeri geliyor en saklı anılarımız ortağı oluyor, yeri geliyor en neşeli anlarımızın şahidi. Bir kupa bardaktan bu kadarını beklediğimizi bilmiyorduk, değil mi? Ama bardak rafınızı bir düşünün. Orada size ait bir kupa bardağın beklediğini bilmek içinize huzur getirmiyor mu?
Sensiz ev olmaz zigon sehpa
Kendi evinizi kurarken ilk olarak gözünüz hangi mobilyayı aradı? Tabii ki, büyüdüğünüz evin boyutu küçük ama işlevi büyük, annelerin en büyük yardımcısı, kapalıyken bir cüce ama kalabalık aile toplantıları geldi mi açılarak bir deve dönüşen zigon sehpaları. Her evde mutlaka vardır dediğimiz eşyaları sayalım desek, hiç düşünmeden ağzımından çıkacak olan kelime zigon sehpa olacaktır. Ahşap, metal, cam veya mermer olsun, kapladığı yerin küçüklüğüne rağmen işlevinin büyük olması sayesinde nesiller boyu tercih edilen bir mobilya olmayı başarmış olan zigon sehpalar, yıllar geçse de evlerimizdeki en baş köşe yeri kimseye kaptırmıyor. Mobilya alışverişi başladığı zaman akla ilk onlar geliyor. Muhabbetler, kahkahalar ve şakalar birbirini izliyor ve insanlar mutlu oluyor ve tüm bu anıların bir köşesinde görevini layıkıyla yapmanın gururuyla bir zigon sehpa duruyor. Aile birliğimize katkılarından dolayı her birine sonsuz teşekkür ederiz.
Sen de bizi görüyor musun TV Ünitesi ?
Bir evin merkezinde televizyon yer alır. Bu durumu çoğumuz inkar etsek de işten ya da okuldan eve döndüğümüzde ilk yapacağımız şey, kumandanın açma düğmesine basarak televizyonun bizi selamlamasına izin vermek olacaktır. Herkes ev bakarken, yeni mobilya alırken veya duvar boyatırken televizyonunun boyutuna ve onu nereye koyacağına dikkat ediyor. Haliyle, televizyon kadar onu üzerinde taşımakla görevli olan ünite de bu denklemde önemli bir yer tutuyor.
Ahşap, metal, kaplama, duvara monte veya ayaklı, desenli cam, renkli, düz beyaz, az çekmeceli, bol çekmeceli, kapaklı, raflı, modern ya da vintage tasarımlı. Nasıl olursa olsun, bir eve ilk girildiğinde sizi ev sahibinden sonra karşılayacak olan mobilya, TV ünitesi olacaktır. O evin sahibinin estetik zevkini ve dekorasyon tarzını size söyleyen de o olacaktır. Zigon sehpalarda olduğu gibi evlerimizin vazgeçilmez mobilyalarının başında gelmeyi, diğer mobilyaların nereye konulacağını belirlemeyi ve tüm gözleri üzerinde toplamayı sürdürecektir.