65 Metrekarede Büyük Bir Dünya! Sanat Dolu Ev Turu

Bu bölümde rotamızı İstanbul Anadolu Hisarı’na çeviriyoruz ve Samet Gürsoy’un içinden sanat geçen, kendine özgü tarzıyla dikkat çeken 65 metrekarelik evine konuk oluyoruz. 

Küçük bir alanda büyük bir dünya kurmanın mümkün olduğunu kanıtlayan bu ev, cesur renk seçimleri, nostaljik parçalar ve kişisel dokunuşlarla bambaşka bir atmosfere sahip!

Evim dergisiyle yeni bir ev turuna hoş geldiniz!

Her zaman olduğu gibi, titizlikle dekore edilmiş ve kendine has stilleriyle dikkat çeken evleri sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Bu kez İstanbul Anadolu Hisarı’ndayız. Ziyaret ettiğimiz yapı, 1950’li yıllarda inşa edilmiş. Ancak bu evi asıl özel kılan şey, iç dekorasyonundaki benzersizlik. Hatta bu ev için rahatlıkla “içinden sanat geçen bir ev” diyebiliriz.

Ev Sahibiyle Tanışıyoruz

Evin sahibi tasarımcı Samet Gürsoy. Sohbetimize başlamadan önce kendisini biraz tanıyalım:

“Ben Samet Gürsoy, 30 yaşındayım. Mekân tasarımı, ürün tasarımı, sofra ve yemek sunumları gibi farklı alanlarda çalışmalar yapıyorum. Yaklaşık beş yıl önce Anadolu Hisarı’nda bulunan bu daireyi kiraladım. Bina 1950’lerden kalma, kagir bir yapıya sahip. İlk taşındığımda oldukça harap durumdaydı. Pek çok şeyi kendi ellerimle yaptım. Dekorasyon ve yenileme süreci hâlâ devam ediyor. Bu süreç benim için hem yaratıcı hem de çok keyifli bir deneyim.”

Küçük Metrekare, Büyük Etki

Ev yalnızca 65 metrekarelik bir apartman dairesi. Ancak içeriye adım attığınızda, bu bilgiye inanmakta güçlük çekiyorsunuz. Dekorasyonla yaratılan algı, mekânı olduğundan çok daha büyük hissettiriyor.

“İlk geldiğimde evin alanı oldukça sınırlıydı, 1+1 bir daire. Ancak her odayı bir sahne gibi kurguladım. Örneğin salonu tamamen beyaz tonlarda tuttum. Bu alanın hemen yanında yer alan yemek bölümünde ise cesur bir şekilde vişne rengine yöneldim. Tavan dahil her yeri aynı tonla boyadım. Bu da hem farklılık hem de derinlik hissi yarattı.”

Ayrıca 3 metreye yakın tavan yüksekliği, mekâna ekstra bir ferahlık katıyor. Alanlar arasında geçişler planlanırken her bir bölüm birbirinin devamı gibi, ancak her biri kendi kimliğine sahip şekilde tasarlanmış.

Gizli Sürprizler ve Sanatsal Dokunuşlar

Bu evde keşfedilecek pek çok sürpriz alan var. En dikkat çekici detaylardan biri, İstanbul’un eski apartmanlarında sıkça görülen “karanlık pencere” sorununa getirilen yaratıcı çözüm.

“Salonda iki büyük pencere vardı ama bir tanesi komşu binanın duvarına bakıyordu. Beton görmek istemedim. Bu pencereyi alçıpanla kapattım ve üzerine çok sevdiğim Maximilian Lenz’in bir tablo replikasını yerleştirdim. Şimdi bu duvar evin en çarpıcı köşelerinden biri oldu.”

Evin Stili: Tanımsız Bir Harmoni

Bu evin dekorasyon tarzını tek bir kalıba sığdırmak oldukça zor. İçerisinde Provans dokunuşlardan etnik öğelere, vintage detaylardan modern aksesuarlara kadar pek çok farklı unsur bir arada.

“Aslında bu evi tanımlamakta bazen ben bile zorlanıyorum. Evet, burada Provans havası var, etnik unsurlar var ama tam olarak şu tarz diyemem. En doğrusu ‘kendi tarzım’ demek. Farklı stilleri bir araya getirip kendime özgü bir bütünlük yarattım. Bu da eve yaşayan, nefes alan bir kimlik kazandırdı.”

Her köşesinde bir hikâye, her detayında bir parça ruh taşıyan bu ev; klasik tanımların ötesinde, tamamen kişisel bir stilin ve sanatla iç içe bir yaşamın izlerini taşıyor. Samet Gürsoy’un yaratıcılığı ve emeğiyle şekillenen bu daire, metrekareye değil, hayal gücüne dayanan bir yaşam alanının ilham verici örneği.