Ev sahibi Kara Haren, eşi, iki çocuğu ve köpeği ile paylaştığı evinin mutfağından memnun değildi. Aydınlık bir değişim için kolları sıvayan Haren, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Kocam ve ben, altı yıl önce bu modası geçmiş ve biraz yıpranmış küçük daireye girene kadar San Francisco’daki pek çok farklı mülkü inceledik. Bu evin sağlamlığı harikaydı ancak ilk izlenimde çok cansız görünüyordu. 20 yıldır dokunulmamış mutfak, çürük ve çatlak pencerelerle doluydu. Ev yenilemeden kalan paramızla, DIY projelerine giriştik ve mutfağı yenilemeye başladık.
Evin tamamen yenilenme çalışmaları üç yıl sürdü. Bu çalışmaların kendi iç tasarım işimi başlatmak üzere kurumsal yoldan ayrılmam için bana ilham veren ev projesi olacağını asla hayal etmemiştik.
Tasarım açısından, kocam daha temiz ve minimalist ve ben gerçek bir maksimalistim, bu yüzden aramızdaki dengeyi bulmaya çalışmak zor ve oldukça komikti.
Kocamdan ve kendimden en sevdiğimiz sanat eserlerini birleştirdik ve “bizi” temsil eden çok eklektik bir galeri duvarı oluşturduk.
İkimiz de sıcak malzemelere yöneliyoruz, bu nedenle evimizin her tarafına karışık ahşap ve deri karışımı serpildi. Sevdiğimiz veya bizi temsil ettiğini düşündüğümüz şeyleri satın alıyoruz, bu yüzden (hâlâ!) dino takıntılı kocama selam vermek için büyük bir fosilleşmiş dinozor kafasına sahibiz.
EN SEVDİĞİM ODA KIZIMIN ODASI
En sevdiğim oda, ilk doğan kızım Lennox için yarattığım ve en küçüğüm Tatum doğduktan sonra iki kızımın odasına da dönüşen alan.
Her iki bebeğin de cinsiyetini bulamadık ve bu nedenle rahat ve rahat hissettiren ‘cinsiyetten bağımsız’ bir tema yarattık. Ben çocukken, babam alnımı öper ve “ayı hedefle kızım” derdi – ve bu duygu beni hala ağlatıyor, bu yüzden o duygusal hatıraya geri dönmek için bir alan tasarlamak istedim. Ve böylece aydan ilham alan bir çocuk odası doğdu.
Önce-sonra: Edirne’deki bu evin mutfağı artık zamansız ve şık görünüyor
