Tüm cepheyi kaplayan pencereleri sayesinde her köşesi bol ışıkla yıkanan bu müstakil ev, sahiplerine huzur dolu bir yaşam sunuyor.
Bakıcı Ailesi uzun yıllar yurtdışında yaşadıktan sonra, iki yıl önce Türkiye’ye dönmeye karar vermiş. Deniz Hanım ve Tolgahan Bey çocukları Demir Ali ve Maya Doğa ile burada kendilerine yeni baştan bir hayat kurmuşlar. Mimar olan Deniz Hanım Türkiye’ye geldikten sonra en büyük tutkusu olan yemek yapmayı iş haline getirmiş ve The Turkish Table isimli butik bir catering şirketi kurmuş.
200 METREKARELİK EV
Genç çift üç oda ve bir salondan oluşan 200 metrekarelik eve 2016 yılının Haziran ayında taşınmış. “Bu evi seçmemizdeki en önemli etken şehirden uzak, doğanın tam içinde olmasıydı. Ayrıca ödüllü bir projeye ait tasarımıyla evin her yerinden harika ışık alması, salonun 6 m tavan yüksekliği ve benim için olmazsa olmaz açık mutfak- salon- yemek odasının tek bir bütün olması da bizi etkiledi” diyor Deniz Hanım.
DÜZ BEYAZ DOLAPLAR YAPILDI
Taşındıklarında ev gayet iyi durumda olduğundan pek bir değişiklik yapmamışlar. Ancak dolap neredeyse yok denecek kadar az olduğundan, hemen her yere, düz beyaz renkte, gözü rahatsız etmeyen dolaplar eklemişler. Salondaki büyük açık raf ünitesini de iptal edip dolap, kitaplık ve büfe fonksiyonlu bir ünite yaptırmışlar. Deniz Hanım, tarzını “İskandinav tarzına yakın, ama kendime özgün bir tarzım var” diye tanımlıyor.
EVİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ BOL GÜN IŞIĞI ALMASI
Bakıcı Ailesi uzun yıllar yurtdışında yaşadığı için evlerindeki mobilyaların ve aksesuarların çoğunu kaldıkları ülkelerde satın almışlar ve şimdi de Türkiye’deki evlerinde kullanıyorlar. Doğal malzemeler ve dokuların ağırlıkta olduğu evin en önemli özelliği ise gün ışığını bolca içeriye taşıyan bir mimari tasarıma sahip olması. Evin genelinde renk olarak beyaz, gri, krem, ahşap ve kahve kombinasyonları dikkat çekiyor. Bu tonlar huzur verici ve aydınlık bir mekan için uygun ortam yaratıyor. Deniz Hanım, “Doğa ile iç içe bir ev olduğu için sadelik, rahatlık, doğallık ve abartıdan uzak olması benim için çok önemliydi” diyor evini anlatırken. Bu nedenle evini dekore ederken, en büyük ilham kaynağı da doğa olmuş.
“DERİ PUF BİZİMLE ÜÇ FARKLI ÜLKE, ALTI FARKLI ŞEHİR GEZDİ”
Yurtdışından getirdikleri eşyaların yanı sıra kendi tasarımı olan mobilyaları ustalara yaptırarak dekorasyona dahil etmiş. Deniz Hanım’ın bu evde en sevdiği eşyası olan deri pufun hikayesi ise aslında onların hikayesini de özetliyor: “En sevdiğim ve asla vazgeçemeyeceğim salondaki deri pufumuz sanıyorum. Bizimle üç farklı kıta, üç farklı ülke ve altı farklı şehir gezdiği için… Ve her yaşadığımız evde kendi yerini mutlaka bulduğu için…”
HAZIRLAYAN: GÜNSELİ BÜYÜKSAĞİŞ
FOTOĞRAFLAR: FEVZİ ONDU
Evim Dergisi 2019
Aynı katta iki daireyi alıp birleştirdiler! Anadolu Hisarı’nda bir evdeyiz