Ankara’da 140 metrekare bir bahçe katı. 3 odadan oluşan bu dairede çok kısa bir süredir, İpek Ayça ve ailesi yaşıyor. Uzun süredir bahçeli bir evde yaşama hayalleri kuran aile bu daire sayesinde hayallerini gerçekleştirmiş. Evin keyifli iki balkonu ise sahiplerinin bahçe ile buluşmasına yardımcı oluyor.
Tüm renkleri sevdiğini belirten İpek Hanım, “hiçbirini birbirinden ayırt edemem ve evimde her rengi kullanabilirim. Evde sevmediğim tek şey siyah ve çiğ beyazdır, cam ve metalden de pek hoşlanmıyorum” diyor. Bu nedenle siyah ve çiğ beyaz rengi evin yaşam alanlarında görmüyoruz. Mobilyalar ise genelde ham ahşap ve masiften. Çünkü diğer malzemeler ev sahibine çok yapay geliyor.
Salondaki TV ünitesi, şarap dolabı ve yemek masası Sherwood Mobilya’dan alınmış. Metal kaplama sandık, küçük çalışma masası ve metal manken çeşitli eskicilerden toplanmış. Odada yer alan pirinç aksesuarlar da yine eskicilerden alınmış. İpek Hanım kendi ailesinden kalan eski eşyalara da yer vermiş evinde.
Rahmetli dedesinin terzi dükkanından kalan taş ayna ve kayınpederinin askerlik bavulu bu objelerden. Salonda bir de eski radyo yer alıyor. Araştırmalarına göre1940 Fransız yapımı olan radyoyu çöpten bulmuş İpek Hanım. Evin gündüzleri aydınlık akşamları ise loş olması ev sahibinin çok hoşuna gidiyor, bu nedenle de genelde yerden aydınlatma kullanmayı tercih ediyor.
Ev sahibinin kuş sevgisi evin çeşitli yerlerinde kendini gösteriyor. Kuş figürleri, kuş evleri ve kafesler evde görebileceğiniz objeler arasında yer alıyor.
Evin oğlu Yiğit’in odasındaki gardırop ve kanepe de İkea’dan. Masa ve çekmeceli dolap ise Mudo Concept’ten. Masanın üzerinde yer alan rafı yine İpek Hanım boyamış. Baza, başlık ve yatak ise aile firması olan Sün-Sa Yatak’tan.
MİSAFİR ODASI
Evin bu odasının dekorasyonu henüz tam olarak tamamlanmamış. Kanepe İkea’dan. Mavi sandık ise yine çöpten bulunmuş. Sandık 1976 yapımı bir Bulgar sandığı.