İngiltere’de iki katlı taş evin yeni yıl dekoru harika

İngiltere’nin Derbyshire kırsalında Phil ve Phillipa Heath’in iki katlı taş evi, beyazın fon olduğu bir atmosferde İskandinav sadeliğini, yeni yıl dekorlarına taşımayı başarıyor.

Evin sundurması, ev sahibi Philippa tarafından yılbaşına özel beyaz ve lame süslerle dekore edilmiş. Pencere pervazları ve kapı, Farrow and Ball marka boya ile boyanmış.

BEYAZIN SARHOŞ EDİCİ ETKİSİ

İngiltere’nin tam ortasındaki Derbyshire kırsalında konumlanan bu taş evin içerisine ilk kez giren birinin ilgisini pek tabii ki beyazın sarhoş edici yoğunluğu çekiyor. Sonra sonra detaylara odaklanabiliyorsunuz. Öyle ki evdeki ahşap hakimiyeti, kırsal tarz evlerde alışılagelen bir durum olsa da insan bu evde bir farklılık var dedirtiyor.

Duvarından mobilyalarına beyazın hakim olduğu oturma odasından, pencereli üç cephe sayesinde ışık hiç eksik olmuyor. Evin zemin döşemeleri, yıkılan bir okuldan sökülüp yenilenerek eve adapte edilmiş.

Bu durum ise ev sahipleriyle tanıştığınız anda aydınlığa kavuşuyor çünkü 1992 yılında bu evi satın alan ev sahipleri Phil ve karısı Philippa Heath birlikte yürüttükleri aile şirketi Heathscapes’da, tomruk ve ahşap ürünleri satışıyla ilgileniyorlar. Mesleğini ağaç doktoru olarak tanımlayan Phil ve çocuklar üzerine çalışan holistik tıp uzmanı karısı Philippa’nın biri üniversite için evden uzakta olan tam dört çocuğu var.

Evin açık planlı mutfağına bakıldığında beyazın hakimiyeti daha da ferah bir görünüm sağlamış. Banklar bir spor salonunun soyunma odasından alınıp beyaza boyanmış. Stanley marka kuzine ise kırmızı rengiyle alanın odak noktası. Mutfağın oturma bölümündeki sallanan sandalye Ercol markalı ve üzerindeki geyik desenli yastık da Marks&Spencer’dan alınmış. Evin uygun olan her yeri depolama alanı olarak değerlendirilmiş. Tabii ki merdiven altı da…

BU TAŞ EV 1800’LÜ YILLARDA İNŞA EDİLDİ

Ailenin oturduğu bu taş ev, 1800’lü yıllarda karşılarındaki boya fabrikasında çalışan iki işçi aile tarafından ev olarak inşa edilmiş. 1900’lerin başında ise tek bir sayfiye evine dönüştürülmüş. Evin ikinci katı, şimdiki sahipleri tarafından 2000 yılında eklenmiş. Ev şimdilerde, oturma odası, şömineli bir oturma alanını da içinde barındıran açık plan bir mutfak ve yemek odası, dört yatak odası ev bir banyodan oluşuyor.

DEKORASYONDA KUZEY ETKİSİ

Heath çifti, işleri gereği sıklıkla Norveç ve İsveç’i ziyaret ettiklerinden dolayı, İskandinav tarzı dekorasyondan fazlasıyla etkilenmişler. “Huş ağacından rustik masa ve tabureler, kütükler ve doğal malzemelerin karıştığı temiz ve net yüzeyler, kuzey yolculuklarımda beni en çok etkileyen detaylar” diyor Philippa.

Fakat ekliyor, “Bunları görüp beğeniyor olmam beni sadece sahip olduklarımı yenilemek ve dönüştürmek anlamında etkiliyor, gidip hemen yenilerini satın almak gibi bir hevesim olmuyor”. Philippa, farklı bir göz ve biraz uğraşla halihazırda bulunan mobilyaların değişik bir görünüme kavuşabileceğini de ilave ediyor.

Yemek bölümü, ev halkının buluştuğu ve arkadaş davetlerinin verildiği evin en davetkar bölümü. Benzer yemek sandalyelerini Mudo Concept, Tepe Home, Cumba Selection gibi mağazalarda bulabilirsiniz.

KUTLAMA ZAMANI

Ev halkının, özellikle de Philippa’nın en sevdiği ay, aralık. Klasik Noel ve yılbaşı beraberliğinin ötesinde ev sahibesinin yaş günü de çiftin evlilik yıldönümü de bu aya rastlıyor. Bu sebeple aralık olmadan ailecek evi süsleme işine girişiliyor. Bu süreçte salonla sınırlı kalmayan ev ahalisi evin her odasını süslüyor. Haliyle gerçek bir çam ağacı, ağaç dalları, kütükler, beyaza boyalı kalp ve yıldız süsler…

Ebeveyn odasındaki basit ahşap karyola, üzerine asılı iki kütükten sarkıtılan perdelik kumaşlarla dört direkli bir yatak görünümüne kavuşturulmuş. Kumaşlar, Ikea’dan alınmış.

Ev tüm bu beyaz ve doğal detaylarla ‘Narnia Günlükleri’nden fırlamış büyülü bir atmosfere bürünüyor. Yılbaşı zamanlarının dışında da evde bitmek bilmez bir dekorasyon ve değişim döngüsü yaşanıyor. Ev sahipleri, toparladıkları veya ikinci el olarak satın aldıkları parçaları dönüştürmeyi ve onlara farklı işlevler kazandırmayı seviyorlar.

Philippa, “O kadar çok boya yapıyorum ki Phil artık sıklıkla onu da boyamamış olmamla ilgili espriler yapıyor”, diye samimi bir itirafta bulunuyor bize.

RUTUBETLİ VE İHMAL EDİLMİŞ BİR EVDİ

Yerleşik hayata geçmeye karar vermeden önce eskiden deniz ticaretiyle uğraşan kocası ile üç yıl dünyayı dolaşan Philippa için, fazlasıyla rutubet almış ve ihmal edilmiş bu evin ilk dönüşüm dönemi çok yorucu olmuş. Birikimlerinin çoğunu evi satın almak için kullanan çift, evin yenilenme ve tadilat işlerini kendi başlarına çözümlemek zorunda kalmışlar. Bu dönüşüm esnasında üç küçük odanın ikisini daha geniş bir yaşam alanı yaratmak için kaldırmışlar. 1992’den 2000’e gelindiğinde aile genişlediği için haliyle eve ilaveler ve yeni mekan kurguları yapılmış.

“En büyük benim, daha geniş oda isterim”, “Üç erkeğin arasında kaldım, özel oda isterim” diyen çocuklarının istekleri evin planını belirlemiş. Evdeki en önemli değişim eve yeni kat eklenerek yatak odalarının yukarıya alınması ve alt kattaki odanın mutfakla birleştirilmesi olmuş.

22 YIL BOYUNCA DEFALARCA DEKORE EDİLDİ

Phil ve Philippa’nın 22 yıl boyunca defalarca dekore ettiği ev, sonunda şimdiki yalın ve aydınlık İskandinav tarzı görünümüne kavuşmuş. Köy yaşamının birebir içinde yaşadıklarını vurgulayan Philippa son söz olarak, “Kırsalda ördekler, tavuklar, köpekler ve kaçınılmaz olan lastik çizmelerle yaşamak evinin hiçbir zaman temiz ve düzenli olmayacağı anlamına gelir. Ancak en azından İskandinav tarzının ferahlatan etkisi evimizde bir temizlik yanılsaması sağlamayı başarıyor.” diyerek evini ve dekorasyonunu çok sevdiğini söylüyor.

Ev turu: Bodrum’da 2 katlı 100 yıllık taş evi gezdik