Almanya’nın Berlin şehrinde 2 odadan oluşan 55 metrekarelik bir dairedeyiz. Evin sahibi Melanie (@duundich) dekorasyonla ilgileniyor ve instagram hesabından da dekorasyon ile ilgili paylaşımlar yapıyor.
“İÇERİ GİRDİĞİMDE BEMBEYAZ DUVARLARLA KARŞILAŞTIM”
2001 yılında Berlin’e taşınan Melanie eve taşınma hikayesini şöyle anlatıyor: “Berlin’de bir daire bulmak çok zor, ancak Berlin’e taşındıktan kısa bir süre sonra bu daireyi buldum, bu kadar kolay bulabilmemin sebebi bir tanıdığımın yeni kiracı arıyor olmasıydı. Bina yenilenmemiş eski bir binaydı. İçeri girdiğimde bembeyaz duvarlarla karşılaştım. Adım adım ve zevkime göre evi değiştirdim.”
“STİLİNİ BULMAK VE ONU YAŞAMAK BİR SÜREÇTİR”
“Stilini bulmak ve onu yaşamak bir süreçtir.” diyen Melanie M. 2012’den beri bu süreci Berlin’deki evinde uygulamış. Sürekli yeni fikirler geliştiriyor ve bunları yaşam alanlarında deniyor.
Salondaki mobilya ve aksesuarların bir çoğu bit pazarlarından alınmış. Renkler evin tüm alanlarında olduğu gibi ana yaşam alanında da ön planda. Bu alanın tüm duvarları farklı renklere boyanmış. Odada aksesuarlara da bol bol yer verilmiş. TV ünitesinin olduğu duvarı hasır tabaklar süslemiş.
“Her evde harikalar yaratabilirsiniz. Yeter ki yaratıcılığınızı kullanın ve pozitif olun.”
70’Lİ YILLARDAN KALMA, DOLAPLI KANEPE
70’li yıllardan kalma dolaplı ve yatak olabilen bir kanepe de bu alanda yer alıyor. Kanepenin üzerine asılan renkli tablo ise dekorasyonu tamamlamış.
Yine 70’li yılların film karelerinden fırlamış gibi duran antika bambu koltuk da cam kenarında kendine yer bulmuş. Böylece bu alanda keyifli bir oturma köşesi yaratılmış.
“BİT PAZARINI SEVİYORUM”
Eski mobilyaları ve 60-70’li yılların obje ve aksesuarlarını çok seven ev sahibi yaşam alanına da bunları taşımış: “Bit pazarlarını seviyorum. Parça parça mobilya ve aksesuarları toplayarak bir araya getirdim. Yeni ile eskinin karışımı da dekorasyonda sevdiğim şeylerden biri. Ayrıca yaşam alanlarında pratiklik de mutlaka olmalı.”
Melanie evinde bir şeyleri değiştirmeyi de seviyor. Mutfaktaki lavabo dolabını sandıktan dönüştürmüş.
“RENKLER BENİM EN BÜYÜK AŞKIM”
“Temelde neşeli, pozitif düşünen bir insanım ve renkler benim en büyük aşkım” diyor Melanie. Ev sahibi renklere olan aşkını evinin tüm mekanlarına da yansıtmış: “Duvarlarda birçok rengi denedim, hatta bazılarını instagram hesabımda hala görebilirsiniz. Renkleri sezgisel olarak seçiyorum ve onları bir yapı markette karıştırtıp kendi rengimi yaptırıyorum. Her renk içimizdeki duyguları tetikler. Sakinleştirici, heyecan verici, üzgün, mutlu, hatta agresif…”
BOHEM, EKLEKTİK, VİNTAGE/RETRO STİLLERİN KARIŞIMI
Bohem, eklektik ve vintage/retro gibi farklı stillerin karışımını seven Melanie her odada tam olarak görmek istediklerini planlamış ve bunu uygulamış. Kendin yap uygulamalarını da çok seven ev sahibesi bazı mobilyaları kendisi yenilemiş. Bunlardan biri de mutfakta yer alan lavabo dolabı.
Eskiden çekmeceli bir sandık olan bu mobilya boyanıp yenilenmiş ve bir lavabo dolabına dönüşmüş. “Burası benim evim ve buradaki mobilyalar da bu eve ve içinde yaşayan bana uygun. Ancak başka evleri daha farklı bir tarzda o ev ve sahibine uygun bir şekilde tasarlıyorum, ama hepsinde pozitiflik ve neşe var” diye anlatıyor.
Melanie ve şöyle devam ediyor: “Benim için önemli olan olumlu titreşimlerle dolu bir rahatlama alanı yaratmak. Sevdiğim, bana güç ve güvenlik sağlayan bir yer. Ve evimde olan da bu.”
KİRALIK DAİREDE DEĞİŞİKLİĞİ SINIRLI OLARAK YAPABİLİYOR
Melanie evinde çok daha fazla değişiklik yapmak istiyor, ancak burası kiralık bir daire olduğu için bunu sınırlı olarak yapabiliyor: “Yine de tüm odaları oldukları gibi seviyorum ve burada kendimi rahat hissediyorum. Her evde harikalar yaratabilirsiniz. Yeter ki yaratıcı ve pozitif olun.”
Almanya’da yemyeşil bir bahçede huzurlu sıcacık bir yuva
