Hayallerinin peşinde koşan Ergün Akgün’ün Gümüşlük’teki doğal, samimi ve nostaljik evine doğru yola çıkıyoruz.
Bir tepeden kıvrıla kıvrıla zirveye doğru çıkıyoruz. Hemen yukarıda yüzyıllara şahitlik etmiş eski bir Rum köyü var. Taş evleri saygıyla selamlıyoruz, dile kolay en az 700 yılı geride bırakmışlar. Hemen yan komşusu olan EcoFarm Houses’ın yani ekolojik çiftlik evleri diyebileceğimiz daracık taş sokaklı bir sitenin içine giriyoruz. Pembe begonvillerin süslediği yol bizi doğrudan “Hayalini kurduğumuz ev”in önüne getiriyor. Evin sahibi bizi çok sıcak karşılıyor. Hemen akabinde ise soruyor: ”Ev dediğimiz yer neresidir?” Hemen cevap veremiyoruz. Sonra başlıyor kendisi anlatmaya…
Eco Farmhouses huzur arayışından yola çıkarak tasarlanmış. Sadece 9 evden oluşan bu sitenin biz biraz daha tepe kısmında konumlandırılmış bir evine konuk oluyoruz. Bu yüzden son derece “huzurlu” bir manzarası var. Ergün Akgün’ün çocukluğu Yeşilköy’de geçmiş. Yeşilköy’ün o zamanlar sakin bir balıkçı köyü, evlerin ise müstakil bahçeli oluşu ile bu çiftlik evinde de benzer bir atmosfer yaratılmaya çalışılmış. Hatta o kadar ki, süt, peynir ve yumurtalarını aldıkları mandıraların dışında sebze ve meyvelerini kendi elleriyle toplayabildikleri bir bostanları bile varmış. Sırf bu günlerden ilham alarak bu sitenin içinde sebze bahçeleri ve meyve ağaçları bulunuyor. Dileyen istediğini eliyle dalından toplayabilme lüksüne sahip.
TERASTA Teras harika bir manzarayı kucaklıyor. Hem oturma köşesinde yer alan L şeklindeki sedir ve üzerindeki yastıklar hem de yemek bölümündeki yemek masası Mudo Concept’ten.
İç mekanda sakin bir atmosfer hakim. Taş duvarlar çiftlik evlerine bir gönderme niteliğinde. Keten mobilya ve perdeler ise mekanda hafiflik hissini pekiştiriyor.
AYDINLIK Boydan boya geniş camlar gün ışığının her daim evin içinde dans etmesine imkan tanıyor.
HAZIRLAYAN İLKE YILMAZ FOTOĞRAFLAR İBRAHİM ÖZBUNAR