Ressam Aydan Baktır’ın Bebek’teki evinde; renk paletinden yansıyan mavi, eflatun, turuncu ve sarılar, beyaz duvarlar ve doğal ahşap elemanlarla birlikte özgürce kullanılmış.
Salonda Baktır’ın kendi yaptığı tabloları görüyoruz. Çerçeveler Çukurcuma’dan alınıp, boyanmış. Koltuklar Beymen Home, yastıklar İkea’dan alınmış. Ağacın tamamen oyulup, bir kadın figürü olarak tasarlanmasından oluşan iskemle ise heykeltraş Yücel Kale’ye ait. Yerdeki halı aileden kalmış, saksılar ise Mudo Concept. Yücel Kale’nin iskemlenin üzerindeki kadın figürü, Galeri Apel’de yer alan “Hayal Ürünü” isimli sergiden alınmış.
Dresuar Mudo Concept’ten alınmış. Üzerindeki resimlerden biri evin sahibi Aydan Baktır’a diğeri ise Selma Gürbüz’e ait…
Bebek’in karakteristik küçük sokaklarından birindeyiz. Aynı zamanda reklam ajansı sahibi ve KAGİDER Yönetim Kurulu üyesi olan ressam Aydan Baktır’ın eserlerine yansıyan renk paletinin izleriyle dolu huzurlu evindeyiz. Huzur, belki de sakladığı anılarda saklı odaların. Çünkü Baktır’ın 5 yıldır yaşadığı 140 metrekarelik bu daire, aslında doğup büyüdüğü ev. “Liseye de, üniversiteye de bu evde başladım. Okulları bitirdim, sonra evlendim ve bu evden ayrıldım. Uzun yıllar çeşitli kiracılar oturdu ve sonunda yeniden çocukluk ve gençlik evime döndüm.”
Daha önce Beşiktaş Abbasağa’da 137 yıllık bir eski zaman köşkünde yaşayan sanatçı, “Boğaz’a bakan büyük pencereleri, kendine özel Osmanlı bahçesi, tavanlarındaki özel süslemeleri ile gerçekten mimari bir mücevherdi” diyerek anlattığı, 5 katlı binanın sürekli bakım istemesi nedeniyle kendisi için yaşaması zor bir hale geldiğini söylüyor.
~
Televizyon altında Addresistanbul’dan alınan eski bir Çin dolabı kullanılmış.
Ailesinin de aynı semtte doğup büyümüş olması, evin arka pencerelerinin bahçedeki devasa ağaçlara ve Kortel Korusu’na bakması, caddeye yakın konumu ve denize yakın olması geri dönüşündeki en büyük etkenler olmuş. “Küçüklüğümden beri hep Boğaz kenarında yaşadım, suyun yanında olmak, su kenarında yürümek, İstanbul Boğazı’nın insanı büyüleyen renk geçişlerini yaşamak benim için ilham verici oldu. Bebek küçüklüğümde küçük bir köydü, açıkçası küçüklük köyüme geri döndüm.”
2+1 plandaki daireye yeniden taşınmadan önce mimar dostu Mahmut Nuvit Doksatlı’dan yardım alarak bazı değişiklikler yapmış. Olabildiğince az mobilya kullanılarak, duvarlarda çoğunlukla kendi tablo ve çalışmalarına yer vermiş. Çünkü onun için ev demek, karakterin küçük bir yansıması aslında. “Nasıl bir evde oturduğunuz sizin kişiliğinizin bir parçasıdır. Ben boyalarla, resim ve objelerle dolu bir hayat sevdiğim için evimin çoğu yeri bunlarla kaplı… Zaman zaman bir eşyayı bile, bana uysun diye farklı şekilde boyayıp şeklini değiştirebiliyorum.”
Evin hemen her alanını yaşanır kılmak istediğini söylüyor Baktır ve ekliyor: “Ev benim için kendime ait bir mekan, zaman zaman da çok sevdiklerimin de geldiği özel bir yer… O yüzden kendi evimde oturulmayacak veya korunacak bir yer yok. Her yer kullanmak için…”
~
Mobilyaların birçoğu Beymen Home ve Platt&K’dan seçilmiş. Hemen her yerde sanatçının, aynı zamanda dekoratif birer obje olan işlerini görüyoruz. Mekanla bütünleşen bu çalışmalar farklı alanlarda değişik algılar yaratabiliyor. “Tasarım benim hayatımın anlamı” diyen sanatçı, her mekanın önce tasarım mantığını araştırdığını ve kişiye en uygun, hayatını kolaylaştıracak, aynı zamanda renklendirecek öğesini bulmaya çalıştığını söylüyor. Peki yaratırken mekanlar onu nasıl etkiliyor? “Mekanlarla ilişkimde önem verdiğim nokta bulunduğum ortamla barışık olmam, aşırı lüks ve sofistike tasarımları beğensem de yaşayacağım yerin daha insani boyutlara çağrışımlar yapmasını isterim.” Renklerle iç içe yaşayan bir insanın yaşadığı mekanı da onlardan bağımsız düşünmek mümkün değil elbet. Baktır’ın paletinden yansıyan, mavi, eflatun, turuncu ve sarılar, beyaz duvarlar ve doğal ahşap elamanlarla birlikte özgürce kullanılmış. “Renk severim, siyah-beyaz ve bejlerin renk alternatifleri çok şık mekanlar yaratsa da rengin insana iyi enerjiler verdiğine inanırım. Evin aynı bir insanın vücudu gibi çok da mükemmel olmaması gerektiğini düşünürüm. Bir anlamda insan ergonomisiyle uyumlu olmalı… Aynı ünlü mimar Gauidi gibi ‘doğru olmayan formlar da içermeli ki, o evde siz kendi varlığınızla yabancılaşmayın’. Renk benim dünyam için de önemli bir unsur, bu yüzden belirli bir rengi çok sevdiğim söylenemez. Sadece dekorasyonda pembe rengi pek kendime yakın görmüyorum. Diğer tüm renkleri biçime göre kullanmaktan hoşlanırım” diyor Baktır.
Aydan Baktır son dönemde doğadan dönüştürüp, renkleriyle farklı anlamlar kazandırdığı kütükler üzerinde çalışıyor ama ne kadar çalışsa da, boyanıp, farklı yüzlere bürünseler de, aslında değişmeyen doğal objeler olduklarına inanıyor onların. “Kütükler de organik bir takım strüktürler, deniz-rüzgar ve kumların şekillendirdiği bu ağaç parçaları bana hayaller kurduruyor. Benim yaptığım hayal boyamak, var olan tabii formu biraz daha abartmak, biraz daha gösterişli kılmak… Onlarla bir arada olmayı, dokunmayı, hayal kurmayı seviyorum ve de daha sonra bu hayalleri izleyicilerle paylaşmayı…”
~Ayna ve sehpa Beymen Home, yanda yer alan kuş heykeli sanatçı Güler Güngör’e ait. Koltuk Addresistanbul’dan alınmış.
Boyalarla, resim ve objelerle dolu bir hayat sevdiğim için evimin çoğu yeri bunlarla kaplı. Zaman zaman bir eşyayı bile bana uysun diye farklı boyayıp şeklini değiştirebiliyorum.”
Aydan Baktır’ın “Sofradan Duvara Dokular” adlı çalışmasının bir bölümü.
~
Yatak BNR firmasından, komodinler Çin işi, kırmızı şapkalı abajur Beymen Home’dan, beyaz abajur anneaneden kalmış. Duvardaki yelpaze ve duvarlarda yer alan tablolar Aydan Baktır’a ait. Sağ duvardaki fotoğraf ise fotoğrafçı Arda Canel’e ait…