Diyetisyen Banu Kazanç’ın manzarasıyla konuk olan herkesi büyüleyen Bebek’teki evi, farklı tarzları bir araya getiriyor.
Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Diyetisyen olarak işim; kişilere sağlıklı beslenmeyi öğretmek, danışanlarıma fazla olan kilolarını kalıcı olarak vermeleri konusunda yardımcı olmak, onların beslenme programlarını oluşturmak. Kısaca bu şekilde özetleyebilirim. İşini severek yapanlardanım. Disiplinliyim ve danışanlarım motive edici bir yanım olduğunu dile getiriyor. Galiba başarımı da buna borçluyum. Yoğun iş temposuyla çalışıyorum, çoğunlukla ev ve iş yaşamımın sınırladığı mütevazı bir hayatım var.
Nasıl sağlıklı beslenebiliriz?
Beslenme, yaşam süresince her zaman üzerinde durulması gereken en önemli konulardan. Çünkü büyümeyi ve gelişmeyi etkileyen, sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlayan beslenme, bebeklik döneminde zeka gelişimini, ergenlik döneminde ise sağlıklı gelişmeyi etkileyen en önemli unsur. Sağlıklı beslenmede ön koşul yeterli ve dengeli beslenme. Kişilerin boy, kilo, cinsiyet, yaş, yaşam biçimleri, aktiviteleri gibi pek çok faktörün etkisiyle ihtiyaçlarına uygun kalori almaları gerekir. Öğünlerin, et, ekmek ve tahıl, süt, sebze/meyve ve yağ grubu olarak sınıflandırdığımız bütün grupları dengeli bir şekilde içermesi ve çeşitlilik ilkesine göre düzenlenmesi istenir.
Kilo vermek istiyorsak nelere dikkat etmeliyiz?
Kilo vermek için; yaşam tarzında, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmak, dengeli, sağlıklı ve yeterli beslenmeyi öğrenmek ve fiziksel aktivite programını yaşam boyu uygulamak gerekir. Kilo vermek isteyenlerin aklına ilk gelen “bir şeyleri yememektir” halbuki “neyi yemeyeceğinizi” değil “neleri yiyebileceğinizi” düşündüğünüz zaman olayı daha kolay çözdüğünüzü göreceksiniz. Mantığınıza aykırı gelebilir, ama kilo vermeniz için yemeniz gerekir. Her şeyden yiyeceksiniz; önemli olan ne kadar ve ne zaman yiyeceğiniz olmalı.
Niçin Bebek’i tercih ettiniz?
7 senedir Bebek’te yaşıyorum. Denizi çok sevdiğim için bu semte taşındım. Balık burcuyum, denizden uzak kalamıyorum, bütün günümü kapalı ortamda geçirdikten sonra denizi seyretmek beni rahatlatıyor.
Ev sizin için ne ifade ediyor?
Huzur, güven, rahatlık… Sakin bir yaşantım olduğu için evimi çok seviyorum. Bütün günümü konuşarak geçirdiğim için evimde müzik dinlemek, günün yorgunluğunu bu şekilde atmak beni rahatlatıyor. Bir de çok yakın olduğum bir iki arkadaşımla sohbet etmek keyif veriyor.
Evcimen misiniz?
İstanbul’da yaşayınca galiba insan ister istemez evcimen oluyor. Trafik gerçekten
çok yoruyor. Ayrıca, sabahları erken kalkmayı seviyor ve güne erken başlıyorum. Hafta sonlarını evimin dışında geçiriyorum, Bebek’te deniz kokusunu içime çekerek kahvaltı yapmayı seviyorum.
Dekorasyona ilgi duyar mısınız?
Dekorasyon benim için çok önemli, düzenli olmak hoşuma gidiyor. Aydınlık, açık renkleri seviyorum. Farklı tarzların yan yana gelmesi ve değişik aksesuarlar kullanarak renkliliği sağlamak tercihim.
Dekorasyon alışverişinizi nerelerden yapıyorsunuz?
Addres İstanbul’u seviyorum, aradığım pek çok şeyi bulabiliyorum. Mimar olan bir arkadaşım ve senelerdir birlikte çalıştığım iyi bir marangozum var çoklukla birlikte tasarlıyoruz.
Evinizde nasıl vakit geçirirsiniz?
Bol bol müzik dinliyorum. Tenor ve sopranolar favorim; bir de komşularım rahatsız olmasalar… İster istemez ses arada yükseliveriyor. İtiraf edeyim arada kendimi latin müziğine, samba veya salsanın ritmine kaptırıp dans ediyorum. Televizyonda ise belgesel izliyorum.
En çok hangi eşyanızı seviyorsunuz?
Evimdeki bütün eşyaları seviyorum. Çünkü hepsi özenle seçildi. En çok üstünde vakit geçirdiğim galiba şu mor Josephine kanepem.
HAZIRLAYAN GÜNSELİ BÜYÜKSAĞİŞ FOTOĞRAFLAR FEVZİ ONDU