Eskiyle yeninin birlikteliği
Eskiyle yeninin birlikteliği klasik, geleneksel ve orta yüzyıl stilllerini modern ve çağdaş yorumlarla evlerimize davet ederek, her dönem var ediyor.
Bazı formlar, renk ve dokular var ki her döneme imza atarak var olmaya devam eder. Bu havanın hakim olduğu bir eve ilk adım attığınızda net bir stil algısı oluşmaz. Sanki geçmişten gelen, nostaljik olduğu kadar günümüzü de yansıtan bir izlenim bırakır. Net çizgilerle ayrılmış farklı stiller yerine artık iç içe geçen ve tek bir dönem yerine tüm zamanlara yayılan bir dekorasyon anlayışı ön planda. Kısacası dekorasyonun rotası stillerden çok doğaya, çevre bilincine kayarak merkezine daha çok insan ve kullanım önceliklerini oturtmuş durumda. Böylece her dönem, herhangi bir tarza kolayca adapte edilen farklı stilde ürünler adeta hybrid mekanlar yaratıyor.
HERKESE GÖRE PEK ÇOK ŞEY
İç içe geçmiş stiller ev sahiplerine esnek bir oyun alanı sunuyor adeta. Karmaşık gelen ama kendi içinde büyülü bir atmosfer yaratan bu dekorasyonda kombinasyon sınırları kalkıyor. Ancak neyle neyi karıştırabileceğinizi iyi bilmeniz gerek. Mesela maskülen bir tarzınız varsa modern endüstriyel, zen ve Fransız kır evi stilini harmanlanabilir. Bu bağlamda klasik mobilyalar her zaman iyi bir baz oluşturur. Açık ceviz cilalı bir konsolu pop desenlerle buluşturabilir veya rengarenk stilize çiçeklerle kendi özgün tarzınızı da yansıtabilirsiniz. Kısaca yeni dekorasyon anlayışında evler herkesin kendine göre bir parça bulacağı ve daima mutlu olacağı yaşam alanlarına dönüşüyor.
HALA MODAYSA KULLANMAYA DEVAM
Ağır klasik mobilyalar bile bu dekorasyonda kendine yer buluyor. Kentsel dönüşümün yükselen trend olduğu günümüzde yaşam alanlarını bölmek yerine bazı duvarları kaldırarak genişleyebilirsiniz. Fonksiyonellik, konfor ve stil… Bu üçü bir arada konsepti sayesinde eski rahat kapitone koltuğunuzu ya da torna ayaklı pufunuzu kalın keten bir kumaşla kaplatarak atmak yerine kullanabilirsiniz. Önemli olan mekanda denge ve armoniyi sağlayabilmekte.