Tanem Sivar’ın yelken sporcusu eşi Edhem Dirvana ve köpekleri Cango ile yaşadıkları Nişantaşı’ndaki samimi ve konforlu evlerine konuk olduk.
1. Bir süredir ekranlarda yoksunuz, şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Yaz sezonu için görüşme halinde olduğum projeler var fakat henüz net bir şey yok, çok içime sinen bir iş olmadıkça değerlendirmeyi düşünmüyorum, biraz titiz davranıyorum.
2. Bir dizide konuk oyuncu olarak rol almıştınız, dizi ya da filmlerde oynamak ister miydiniz, bu yönde teklifler var mı?
Umutsuz Ev Kadınları dizisinde rol almıştım, çok güzel bir tecrübeydi, bütün oyuncular harikaydı, hala da hepsi çok iyi arkadaşım. Oyunculuk çok yorucu ve zor ama çok keyifli.
3. Sürpriz bir evlilik yaptınız, evlilik hayatı nasıl gidiyor?
Çok güzel gidiyor, çok keyifli. Şu an yaşadığımız evde benim kurulu bir düzenim vardı, Edhem buraya çok güzel ayak uydurdu. Onun da Bozburun’da rüya gibi kurulu bir düzeni var, ben de senenin altı ayı oraya ayak uyduruyorum. Altı ay İstanbul altı ay Bozburun’dayız, hiç düzenimizi değiştirmedik. Eve yeni bir eşya bile almadık, herhangi bir tadilat yaptırmadık. Birbirimizin zevklerini beğeniyoruz. Nişantaşı’nda şehri yaşıyoruz ne zaman şehir yoruyor Bozburun’a kaçıyoruz. Mayıs’dan Ekim‘e kadar Bozburun’dayız. Orada zeytin, mandalina, limon ağaçlarıyla beraber doğanın içinde yaşıyoruz.
4. Yurtdışında doğdunuz, hiç yurtdışında yaşamayı düşünmediniz mi?
Hayır hiç düşünmedim, Amerika’da doğdum, ilkokulu orada okudum, sonra Türkiye’ye döndüm, üniversite için tekrar Amerika’ya gittim ama oradayken hep Türkiye’de olmak istedim.
5. Gezginci bir ruhunuz var…
Amerika’dan döndükten bir hafta sonra Acun Ilıcalı ile işe başladım, o dönemde çok ülke ve şehir gezdim, Edhem’le de çok seyahat ederiz, çok yer gördüm. Seyahat kitapları almaya bayılırım.
6. Eşiniz yelkenci, sizin gibi onunda yoğun bir temposu var. Birbirinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Birbirimize ayak uyduruyoruz. Evde vakit geçirmekten çok keyif alıyoruz. Çok insan içinde, çok kalabalık hayatlarımız var, bu anlamda şanslıyız elbette ama fırsat buldukça ev keyfi yapmaktan çok zevk alıyoruz. Yeni diziler, filmler keşfetmeyi çok seviyoruz. Saatlerce koltukta yan yana oturup sohbet etmeye bayılıyoruz. Pikap dinleriz, annemin 70’lerden sakladığı plaklarımız var.
7. Ev dekorasyonu için tercih ettiğiniz mağazalar hangileri?
Genco’dan birçok eşya aldım, sehpamız oradan mesela. Deri koltuğumuz orijinal Chesterfield, kitaplığımızı ve masamızı Beşiktaş’ta bir marangoza yaptırmıştım, bir mimarla çalışıyor ve ne hayal ederseniz yapıyor. Tablolarım Kerim Yetkin ve Sait Mingü imzalı. Çukurcuma’dan çok aksesuar alırım. Porselen takımlarım kayınvalidemin hediyesi. Vintage çok severim, Karaköy Junk’tan çok şey alırım. Yargıcı Home çok severim.
8. Evde yalnızken neler yaparsınız?
Evde bir şey yapmadan duramıyorum, şöyle koltukta bir saat oturup dinleneceğime evi düzenlemekle uğraşıyorum hep; kaşıkları düzenle, makyaj malzemelerini ayıkla derken sürekli bir hareket halindeyim evde.
9. Kalabalık bir ev hayaliniz var mı, çocuk düşünüyor musunuz?
En kısa zamanda çocuk istiyoruz. Çok özgür ve kalıplarının dışında bir çocuğumun olması hayalini kuruyorum. Çocuğum Bozburun’da bir köy ilkokulunda okusun, mandalina ağaçlarının altında eve dönsün, böyle hayallerim var. Doğanın içinde, doğal bir ortamda büyüsün istiyorum.
10. Bir ev nasıl olmalı sizce?
Evimde her bir eşya kullanılıyor, her bir kitap okunuyor. Çiçek çok severim, her çiçeği ellerimle vazolara koyuyorum. Evim rahatlık ve pratiklik üzerine kurulu. Bence bir ev böyle olmalı. Çok yorucu tıkış tıkış olmamasına dikkat ediyorum. Abartı avizeler almam eve, yukardan ışık ve çok ışık sevmem, spot ve floresan ışığından hiç hoşlanmam, bence aydınlatma çok önemli, bütün evin ortamını ışık yansıtıyor.
HAZIRLAYAN FUNDA MAVİŞ FOTOĞRAFLAR BANU ŞAHİN