Oyuncu Melek Baykal’ın farklı bir büyüsü olduğunu düşündüğü Nişantaşı’ndaki, anılarla dolu, kendi gibi samimi evine konuk olduk.
Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Sekiz senelik bir aradan sonra sahneme, tiyatroma kavuştum. Onun mutluluğunu yaşıyorum. Nedim Saban ile Tiyatrokare’de çalışıyorum. Ahududu’yu oynuyoruz. Çok bilindik bir karakomedi. Nedim çok keyifle sahneye koydu. Çok güzel bir kadromuz var. Suna Keskin, Nedim Saban, Cem Güler, Halim Ercan, Dicle Alkan, Birol Engeler, Özgür Yetkinoğlu ve Bülent Seyran.
İleriye yönelik projeleriniz var mı?
Bir de yeni bir oyunun hazırlık aşamasındayız, Şen Makas. İnteraktif bir oyun. Gene Tiyatrokare’de Nedim ile çalışıyoruz. Yoğun bir tiyatro trafiğim var.
Televizyon mu tiyatro mu dersek?
Bu her oyuncuya sorulan bir soru. Aslında hepsi bizim mesleğimizin bir parçası. Buna daha çok seviyorum diyemiyorum, çünkü hepsine emek veriyorsun. Yaptığım canlı yayında da büyük keyif aldım, dizide de, sinemada da. Ama illa ki bir tane söyleyin derseniz tabii ki tiyatro ağır basıyor. Tiyatroda yaptığın şeyin hemen karşılığını görüyorsun. İyinin de kötünün de…
Ne kadar zamandır Nişantaşı’nda oturuyorsunuz?
İnsanlar beni Ankaralı biliyorlar. Aslında 7 göbek İstanbullu’yum. Uzun yıllar Ankara’da oldum. Ankara Devlet Konservatuarı’nda okudum. Ankara Devlet Tiyatroları’nda çalıştım. Uzun süre İstanbul’a dönemedim. İstanbul’a döndüğümden beri de Nişantaşı’nda oturuyorum. Herhalde başka bir yerde oturamam. Bunu denedim, Beylerbeyi’nde yalıya taşındım, dayadım döşedim. 1.5 sene sonra geri döndüm. Nişantaşı’nın farklı bir büyüsü var. O başka şey burayı bırakmama engel oldu. Herkes ahbabım. Burada kök salmışım.
Evcimen misiniz?
Ev herkes için çok özeldir. Benim evim benim sığınağım. Evimden içeriye adımımı attığım anda eğer o günüm kötü geçtiyse bütün mutsuzluklarımı, problemleri, kötülükleri kapının dışında bırakırım. Oh diye bir nefes alırım ve iyi ki bir evim var diye şükrederim. Allah kimseyi evsiz bırakmasın. Bir göz odanız bile varsa siz dünyanın en mutlu insanızınız bana göre.
Dekorasyona ilgi duyar mısınız? Eşyalarınızı ne sıklıkta değiştirirsiniz?
Benim vazgeçemediklerim var. Bazı arkadaşlarım her sene mobilya yeniler. Ben galiba biraz eskime çok bağlıyım, eskimi kolay kolay gözden çıkaramıyorum. Bu evde antika eşya ve aksesuarlar var. Bunlar benim paramla aldığım şeyler değil. Her parçada benim anılarım, çocukluğum var. Rahmetli anneannem ve dedem ile çok mutlu bir çocukluk yaşadım. Muazzam bir köşkte yaşarlardı, benim çocukluğum gençliğim o köşkte geçti. O ev yıkılırken bu eşyaları kurtarabildim. Bunlara sahip çıktım. Örneğin büfenin kapağını açtığımda çocukluğumdaki o kokuyu hala alıyorum ve kötü oluyorum. Onun için eskime çok bağlıyım. Kolay kolay da gözden çıkaramıyorum. Mesela sehpam eski bir Safranbolu evinin kapısı ve çok büyük. Bazı arkadaşlarım değiştir diyor, ama bana çok rahat geliyor ve bir yaşanmışlığı var.
Evinizde nasıl vakit geçirirsiniz?
Şu ara aslında evimde pek vakit geçirecek zaman bulamıyorum. Ama ben evimde yaşamayı seven bir kadınım. Gece kendime ait bir zaman dilimi yaratmaya çalışıyorum, bundan keyif alıyorum. Gecenin sessizliğinde evimde tek başıma olmayı çok seviyorum. Beni evden çıkarmak zordur.
En çok hangi köşeyi seviyorsunuz?
Evimin her köşesi benim için çok özel aslında. Ama koltuğa uzanıp televizyon seyretmek çok hoşuma gidiyor. Bazı eşyalar vardır bazı insanlar için göstermeliktir. Burası benim evim o yüzden her parçasını kullanmam lazım diyorum. Antikayı da kullanırım ama dikkatli kullanırım. Hiçbir şeyi misafire saklamam.
Dekorasyon alışverişi yapar mısınız?
Yapıyorum, çok beğendiğim bir şey oluyor, onları arkadaşlarıma hediye alıyorum. Hediye vermeye bayılırım.
HAZIRLAYAN GÜNSELİ BÜYÜKSAĞİŞ FOTOĞRAFLAR FEVZİ ONDU